DEMOKRATLAR KULÜBÜ & KRONOLOJİ
DEMOKRATLAR KULÜBÜ DERNEĞİ
11 Haziran 2016 Cumartesi
16 Haziran 1950 - Demokrat Parti'nin İlk İcraatı: "EZAN'IN ASLINA ÇEVRİLMESİ ve ORİJİNAL ŞEKLİYLE (ARAPÇA) OKUNMASINA BAŞLANMASI " Nurettin TOKDEMİR, 19. Dönem Hatay Milletvekili
10 Haziran 2016 Cuma
MENDERESLİ YILLAR KRONOLOJİSİ // Hazırlayan: GERÇEK DEMOKRAT & Adnan Menderes Demokrasi Platformu, Başkan: Ahmet Şerif BAYINDIR
15 Nisan 2016 Cuma
O çok vefakâr-fedakâr bir eş ve yüksek karakterli, üstün bir ANADOLU ANASI idi
7 Eylül 2015 Pazartesi
6 - 7 Eylül 1955; Çok kirli bir oyun!.. CHP tezgâhladı, DP'ye ihale ve iftira etti.
12 Maddede Yakın Tarihimizin Kırılma Noktası: 6-7 Eylül Olayları
İstanbul'da yaşayan başta Rumlara olmak üzere azınlıklara yönelik tahrip ve yağma hareketinin üzerinden 60 yıl geçti. O dönemde ülkedeki toplumsal çeşitliliği belirtmek için yaygın olarak yapılan "mozaik "benzetmesine atıfta bulunarak, 6-7 Eylül Olayları "mozaik çatladı" betimlemesiyle tarihimizde yer aldı.1. Olaylar Kıbrıs görüşmelerine denk geldi
3 Eylül 2015 Perşembe
Adalet Partisi (AP)'nin kuruluşu (11 Şubat 1961) ve siyasette sınav günleri!...
27 MAYIS SONRASI FIRTINALI
GÜNLER; BUNALIM, BUHRAN, VESAYET,
DİKTA, CUNTA DÖNEMİ VE ADALET PARTİSİ’NİN KURULUŞU
Mustafa Nevruz SINACI
05.Ocak.1961
II. GÜRSEL HÜKÜMETİ (05.Ocak.1961 – 20.Kasım.1961) güven oylaması
yapılmadı. Hükümet, 1961’de yapılan genel seçimlere kadar sürdü.
05.Ocak.1961
27 Mayıs’ın 2. Hükümeti kuruldu. Siyasi Parti kuruluşlarına
izin verildi. (Ancak, siyasi faaliyet göstermelerine izin verilmedi) Yeni
kurulacak siyasi partilerde “demokrat” adının kullanılması kesinlikle
yasaklandı.
06.Ocak.1961 Ezici
çoğunluğu Halk Partili olan “kurucu meclis” toplandı.
07.Ocak.1961 MBK
tarafından önce siyasi faaliyetlere izin verileceği duyuruldu. Sonra bundan vaz
geçilerek, açıklama 14 Ocak 1961’e tehir edildi.
12.Ocak.1961
DP’ nin lehinde bir yazısında propoganda yaptığından ötürü
Profesör Ali Fuat BAŞGİL’ in tutuklandığı bildirildi. (Ankara Radyosu) 27 Mayıs
rejimi, değil 27 Mayıs’ eleştirenlere, DP lehine yazı yazanlara bile tahammil
edemiyor. “Yaşasın Demokrasi...”
14.Ocak.1961 Siyasi
Parti kurmak ve siyasi faaliyette bulunmak serbest bırakıldı.
14.Ocak.1961 Ekrem Alican, Orhan Mersinli, Doç Aydın Yalçın, Prof.
Hikmet Belbez, Enver Adakan ve Avukat Esat Çağa bir toplantı yaparak, “Yeni
Türkiye Partisi” veya “Hür Demokrat Parti” adında bir parti kuracaklarını
açıkladılar.
14.Ocak.1961
Yassı Ada’da Celâl Bayar’ın Avukatı ve eski Demokrat Partili
Enver Safter Oder’ de bir açıklama yaparak; “Memleketçi Demokrat Parti” veya
“Genç Demokratlar Partisi” adı ile bir parti kuracağını açıkladı. Muhtemel
kurucular arasında: Eski Başsavcı Hakkı Ketenoğlu, Eski Vali ve Halk Partisi
ileri gelenlerinden Avni Doğan, Kurmay Albay Naci Bozkurt, Tümgeneral Naci
Akyıldız, fabrikatör Saki Zorlu, Avukat Nedret Akpınar ve iktisatçı Talât
Akdoğan yer alıyor.
31.Ocak.1961 Memleketçi
Cumhuriyet Partisi ile Hür Demokrat Parti önce birleşme kararı verdiler. Bir
gün sonra da birleşmeden vazgeçtiler.
11.Şubat.1961
AP (ADALET PARTİSİ) kuruldu.
Emekli Orgeneral Ragıp GÜMÜŞPALA (Paşa) Genel
Başkan (27 Mayıs günü 3. Ordu Komutanı iken, MBK’ne bağlılık kararını
bildirmekte tereddüt gösterdiği gerekçesi ile kısa bir süre Genel Kurmay
Başkanlığı görevinde bulundurulduktan sonra derhal emekli/tasfiye edilmiştir.)
Adalet Partisi;
27 Mayıs darbesinden ile DP’nin siyasetten men ve diğer parti faaliyetlerinin
geçici olarak durdurulduğu, başta Cumhurbaşkanı ve Başbakan olmak üzere bütün
bakanların, milletvekillerinin ve parti ileri gelenlerinin yassı ada’ ya
götürüldüğü, DP’ye vücut veren vatandaşlar tahrik ve tahkir edilerek büyük
çapta eziyet ve zulümlerin yapıldığı, DP’ li olmanın ve DP’ye oy vermenin suç
haline getirildiği, bu insanların “düşük” ve “kuyruk” diye aşağılandıkları,
darbecilerin arkasına sığınanların her türlü cebir, şiddet ve engellemelere
başvurdukları ve bunlardan kurtulmak isteyen vatandaşların ciddi bir arayış
içinde bulundukları bir dönem ve ortamda kurulan AP, ilk andan itibaren
“Gümüşpala” partisi olarak anılmaya başladı ve “yeni bir umut” olma yoluna
girdi.
AP KURUCULARI: Emekli Kurmay Albay Şinasi Osma, Operatör
Dr. İhsan Önal, Ord. Prof. Etem Menemencioğlu, Tüccar Mehmet Yorgancıoğlu,
İktisatçı Muhtar Yazır, Tabi ve Naşir Tahsin Demiray, Emekli General Necmi
Ökten (Paşa) Gazeteci Doçent Cevdet Perin, Avukat Emin Acar ve Gazeteci Kâmuran
Evliyaoğlu
13.Şubat.1961
YTP kuruldu. Ekrem ALİCAN Genel Başkan. Kurucular : Isparta
Eski Milletvekili Dr. İrfan Aksu, Bursa Eski Milletvekili Raif Aybar, Prof. Dr.
Hikmet Belbez, Emekli Dr. General Esat Eğilmez, Tokat Eski Milletvekili Av.
Hasan Kangal, Emekli Tümgeneral Sırrı Öktem, Yüksek Elektrik Müh. Ve Bursa eski
Milletvekili Mithat San, İhtilâl İdaresinin ilk Çalışma Bakanı Prof. Cahit
Talas ve Prof. Aydın Yalçın.
YORUM: Her iki
kuruluş da, Demokrat Parti’nin başsız, lidersiz ve teşkilâtsız kalan oylarını
kanalize etmek amacıyla ortaya çıkmış partilerdir. Bu nedenle, eski demokrat
kitle ikiye bölündü. Demokratlar bu partilerden hangisinin DP’nin gerçek halefi
ve onun samimi temsilcisi olacağını henüz kestirememişlerdi. Zaten, seçimlerden
sonra parlâmentoda her iki partinin de birleşeceği yolundaki söylenti ve
kanaatler bir hayli yaygındı. Bu sebeple, DP eğilimli olanlar her iki partiye
de tereddütsüz giriyorlardı.
13.Şubat.1961 TİP
kuruldu. Mehmet Ali AYBAR Genel Başkan. Aynı gün; Memleketçi Parti,
Cumhuriyetçi Mesleki Islahat Partisi ve Mutedil Liberal Parti’ de kuruluş
dilekçelerini İçişleri Bakanlığı’na verdiler.
07.Mart.1961
AP Genel Başkanı
Ragıp Gümüşpala; “Düşük ve Kuyruk yoktur, vatandaş vardır”
09.Mart.1961
İçişleri Bakanı Nasır Zeytinoğlu, “Ragıp Gümüşpala’nın bu
sözleri Bakanlıkça incelenmektedir. Gerekirse soruşturma ve kovuşturmaya
geçilecektir.”
11.Mart.1961 MBK
Başkanı Gürsel; “Demokrat Partiyi hortlatmak isteyenler, tehlikeli bir arteşle
oynuyorlar” diyerek Gümüşpala’yı ikaz etti.
12.Mart.1961 Gazeteciler
hemen Ekrem Alican’la Ragıp Gümüşpala’yı buldular ve başkan Gürsel’in demeci
üzerine ne düşündüklerini sordular. Gümüşpala, kısa ve yuvarlak bir cümle ile
yetindi. “Milletin başında bulunanlar daima iyi düşünür, iyi konuşur ve iyi
yaparlar.” Gümüşpala, Gazetecilerin bütün ısrarlarına rağmen fazla bir şey
söylemekten kaçındı. Fakat, Ekrem Alican uzun bir demeç verdi. Demecine: Başkan
Gürsel’in haklı olduğunu, fikirlerine aynen katıldığını, bu yolda görünenlerin
tehlikeli bir ateşle oynadıklarını tekrar etti ve bu sözleriyle Adalet
Partisini suçluyormuş gibi bir durum takındı.
İşte, Adalet
Partisini öteki partilerin önüne geçiren etkenlerden biri de bu olmuştur. Bu ve
benzer etkenlerin tümünü sıralayacak olursak :
1) Ragıp Gümüşpala’nın mağdurluğu ve söylentilere elverişli
olmayan hayatı ile AP kurucularının eski Demokrat Parti’ye karşı olmaları,
2) Yeni Türkiye Partisi Başkanı Ekrem Alican’ın, Başkan Gürsel’in
demecini açıkça ve kuvvetle desteklemesi ve bir gün sonra da verdiği demeçte
“Amme vicdanının mahkum etmediği vatandaşlara” partisinin açık olduğunu
söylemesi,
3) Ord. Profesör Ali Fuat Başgil’in Adalet Partisi listesine
girişi...
Seçimlere başka partiler de hazırlanıyorlardı, ama Demokrat
Parti kitlesinin oylarını YTP ile AP’ nin toplayacağı artık iyice anlaşılmıştı.
Özellikle bu, kapatılmış partinin (DP) macera dışında kalmaya dikkat edenleri
YTP’ne kayıyor; Fakat, militanları Adalet Partisi’ni destekliyordu.
11.Mart.1961
Sanayi Bakanı Şahap KOCATOPÇU, “Politika gayeleriyle inşa
edilen bütün fabrikaların kapatılacağını” söyledi. Bir tek fabrika bile
kapatılamadı. Devam eden yatırımların olarak bedeli: 22.5 Milyar TL’dir. (2400
ton altın ve 2.5 milyar Amerikan doları değerinde) Bu yatırımların tamamı 1971
yılına kadar tamamlanmıştır.
15.Mart.1961 Türk
Silâhlı Kuvvetler Birliği kuruldu.
15.Mart.1961
AP Genel Sek. Yard. ve eski Demokratlardan Mehmet
Yorgancıoğlu, Osman Kibar ve Mehmet Karaoğlu ile Ali Kinsizer, DP Lehinde
propoganda yapmak suçundan İzmir’de tutuklandı.
18.Mart.1961
AP’ nin ilk Genel
İdare Kurulu Üyeleri belli oldu. Ragıp GÜMÜŞPALA (Genel Başkan), Genel Başkan
Yardımcıları : Mehmet YORGANCIOĞLU, Cevdet PERİN, Necmi ÖKTEN, Şinasi
OSMA, Ferhat Nuri YILDIRIM, Üyeler : Tahsin DEMİRAY, Etem MENEMENCİOĞLU, İhsan
ÖNAL, Emin ACAR, Kâmran EVLİYAOĞLU, Muhtar YAZIR, Mehmet TURGUT, Ahmet GÜRKAN,
Nurettin BULAK, Abdurrahman YAZGAN, Nazmi ÖKTEM, Bedri DEMİRCİOĞLU, Said
KONURALP, Kâmil TEKEREK, Hürrem KUBAT, Nuri BEŞER, Rauf KIRAY, Nihat SU, Hasan
ÖLÇEK
AP’YE YÖNELTİLEN
ELEŞTİRİLER : Metin TOKER, Akis Dergisi’nde “İktidarda bulunmadığı halde,
iktidarı savunmak, ihtilâlden bu yana CHP’ nin en büyük derdini teşkil
etmiştir.” Diyor.Çünkü halk, darbeyi CHP’nin yaptırdığına inanıyordu. 150
üyeden oluşan kurucu meclis’ in 50 üyesi CHP’li, 25 üyesi CKMP’ li
olmasına, 75’ inin ise değişik kuruluş ve organlardan tayinle gelmiş
bulunmasına rağmen, bunların daha çok CHP eğilimli olmaları, Askeri müdahalenin
CHP tarafından yaptırıldığına halkı inandırmaya yetmişti. CHP’liler değişik
vesilelerle kurucu meclisin kahir ekseriyetinin CHP’ li olduğunu yazmış ve
söylemişlerdir. Ayrıca, AP’ nin kuruluşu sırasında “düşükler” ve “kuyruklar”
sözleri çok revaçtaydı.
22.Mart.1961
Türk Silâhlı Kuvvetler Birliği icra komitesi kendi arasında
görev taksimi yaptı. Buna göre: Başkanlığa Akademiler Komutanı General
Faruk Gürler, Sekreterliğe Ordu Kurmay Başkanı, Kurmay Yarbay Emin Arat,
İstihbarat Şefliğine Radyoevi Müdürü Turan Çağlar getirildi. Silâhlı kuvvetler
birliğine yeminle giriliyordu. İstanbul’da kurulan bu teşkilâta, başta Genel
Kurmay Başkanı olmak üzere, bütün kuvvet komutanları, çok az isisnayla
generaller, albaylar ve diğer küçük rütbeli subaylar girdiler. Bu örgüt daha
sonra Ankara’ya ve diğer illere yayılarak genişledi. Örgütün Ankara’da ki
merkezi Harpokulu idi. Sıtkı Ulay’ın dediğine göre bir kısım Halk Partililer de
cunta ile temas halindeydiler.
24.Mart.1961
AP Genel Merkezinden
açıklama: “...Tek parti hakimiyetinin yeniden baş kaldırması’nı asla kabul
etmeyen partimiz, siyasi hayatımızı totaliter rejimlerle yönetmek isteyenlere
ve bilhassa kominizme karşı bir teminat olmak azim ve iradesine sahiptir.”
26.Mart.1961
CHP’nin Yeni Kurulan Partiler hakkında görüş ve düşünceleri
yayınlandı: “Bu parti, (AP) kurucularından olan birkaç emekli subay hariç,
Demokrat Partinin Ankara ve diğer illerde, feshine kadar mevcut bulunan
hiziplerinin yardımıyla kurulmaktadır. Bir hizip bir partiyi tutarsa, diğeri
bir başka partiyi tutmaktadır. Anlaşamayan gruplar başka partilere
meyletmektedir. Partilerin gerek merkezde, gerekse vilâyetlerdeki teşkilâtı
daha ziyade müfrit (!) Demokrat Partililerden kurulmaktadır. Bu suretle
partiler, Demokrat Partinin teşkilâtı halinde bulunuyorlar.” Milliyet,
26.Mart.1961
01.Nisan.1961 27
Mayıs’ ın kuralları çerçevesinde siyasi faaliyet serbest bırakıldı.
12.Nisan.1961
UNESCO’nun tavsiyesi doğrultusunda Bakanlar Kurulu
12.04.1961 tarih ve 5/1066 sayılı kararname ile “Türk Kültür Dernekleri” adı
ile bir dernek kurulmasına karar verdi. Bu dernek, ilk genel kurulunda adını
“HALKEVLERİ” olarak değiştirdi. (1963 yılında Halkevleri’ne Bakanlar Kurulu
Kararı ile “Kamu Yararına Dernek” ststüsü verildi.)
19.Nisan.1961
Amerika’dan 1 milyon TL yardım almak için bir anlaşma imzalandı.
24.Mayıs.1961
Yeni Seçim Kanunu kabul edildi.
27.Mayıs.1961
Halkoyuna sunulmak üzere 1961 Anayasası Kurucu Mecliste;
2’ye karşı 260 oyla kabul edildi. Çekimser kalanlar : Orhan Köprülü ile
Yekta
Karamüftüoğlu
MBK tarafından yaptırılan Anayasanın dibacesine, “Anayasa ve
hukuk dışı tutum ve davranışları ile meşruiyetini kaybetmiş bir iktidara karşı
Türk Milleti adına direnme hakkını kullanarak 27 Mayıs devrimi
yapılmıştır” cümlesi konularak, güya meşruiyet ihdası sağlanmaya
çalışıldı. Böylece, Anayasa da bile yalan söylemek gereğini duymuşlardı.
08.Haziran.1961
Korgeneral Cemal Madanoğlu MBK’ dan istifa etti. Dengeler
bozuluyor.
Devlet Başkanı Cemal Gürsel, Anayasa’ya “kırmızı oy”
vermenin vatana ihanet olduğunu ilân etti. Kırmızı oy propogandası yapanlar
tutuklanmaya başladı.
09.Temmuz.1961
ANAYASA (aleyhte propoganda yasaklanarak) HALK OYUNA
SUNULDU. Katılım: % 83 Katılanların % 39.6’sı red oyu kullandı. Katılan 100
vatandaştan ancak 43.4’ ü evet dedi. (CHP mensupları 1961
Anayasasını kendi eserleri olarak takdim ettiler. Propogandalarını buna göre
yaptılar ve parti olarak “topluca” EVET oyu verdiler. 14.Temmuz.1961 / Son
Havadis) Ancak; Bu şekilde kabul ettirilen Anayasa ilk defa 1972’de kısmen
değiştirildi. 1980 yılında da bir başka ihtilâl tarafından ortadan kaldırıldı.
Çünkü, Milletin arzu ve eğilimlerine göre yapılmayan anayasaları millete mal
etmek mümkün değildir.
12.Temmuz.1961 Avrupa
Türkiye’nin Ortak Pazar’a katılma önerisini reddetti.
19.Temmuz.1961
İnönü; Basın toplantısı, “Milli Birlik Komitesi gibi hem
kanuni, hem manevi mesuliyet altında olan geçici bir idarenin hassasiyetini
insaf ile anlamak lâzımdır. Anayasa kabul olunmuş, yakın bir zamanda seçim
olacaktır. O zamana kadar huzurun muhafazası, sükunet ve muvaffakiyet ile
normal devre girilmesini MBK üyelerinin arzu etmeleri iyi bir işarettir., Bu
beyanatları, şiddet tedbirlerine temayül mahiyetinde görmeyiniz. Bunu tavsiye
ederim.” (İhtilâlden Sonra İ.İ., S. 68)
20.Temmuz.1961 ANAYASA resmen yürürlüğe girdi.
21.Temmuz.1961
Devlet radyolarından “hırsızlar kervanı” adlı programın
yayınına başlandı ve hiçbir yargı kararı olmaksızın, sadece Yüksek Soruşturma
Kurulu’ca hazırlanan iddianamelere dayanılarak; DP ileri gelenleri aleyhine
yalan ve iftira yağdırıldı.
29.Temmuz.1961
Adnan Menderes’in oğlu Yüksel Menderes Dışişleri
Bakanlığındaki görevinden ayrıldı. YTP’ ye katılarak seçimlerde Aydın’dan aday
olacağını söyledi. Derhal tepki, istismarlar ve kınamalar başladı.
01.Eylül.1961
YTP Genel İdare Kurulu üyesi Profesör Aydın Yalçın,
Demokratları övmek ve 27 Mayıs rejimini eleştirmek suçundan İzmir’de
tutuklandı.
04.Eylül.1961 Kurucu
Meclis çalışmalarını bitirdi ve süresiz olarak tatile girdi.
05.Eylül.1961
31 Ağustos’ dan beri Çankaya da yuvarlak masa konferansı
yapan parti liderleri ortak bir bildiri yayımladılar. Bu bildiri ve mutabakat
metninde şu hususlar yer aldı. (Anlaşma metni)
a) 27 Mayıs devrimini siyasal çıkarlara alet etmemek,
b) Atatürk reformlarını korumak.
c) İslâmiyet’i siyasal çıkar ve amaçlara alet etmemek,
d) Yassıada Mahkemelerinde alınan kararları
eleştirmemek ve parti çıkarları için kullanmamak.
e) MBK’ nın seçim siyasetini eleştirmemek,
f) Ülkede bölücülük yaratacak propogandalar yapmamak,
g) Aşırı sola, kominizme, aşırı sağ ve ırkçılığa ve her
türlü totaliter sisteme ve ayrıcalığa karşı gelmek.
15.Eylül.1961
Yassı ada davaları bitti. Kararlar açıklandı. Demokrat
Partinin 15 üyesi hakkında ölüm cezası ve 32 üyesi hakkında da müebbet hapis
cezası verildiği açıklandı. Diğer DP’ liler 4-15 yıl arasında değişen hapis
cezalarına çarptırıldı. Menderes, Zorlu ve Polatkan’ ın idam kararları tasdik
edildi. Hukuk iflâs etti. Ebedi sürecek bir utanç tablosu ortaya çıktı.
Beklenen olmuş, asilerin alçak ve utanç mahkemesi; Suçun oluşmadığı ortamda en
ağır cezalar verilmiş ve “Sizi buraya tıkan kuvvet böyle istiyor”
biçimindeki dikta ve despotizmin emirleri, adalet ve hukukun utancı olarak
yerine getirilmişti.
MİLLİ BİRLİK KOMİTESİ BİLDİRİSİ
Yassı Ada Mahkemesi kararlarının açıklandığı günün sabahı
(henüz kararlar açıklanmadan) Milli Birlik Komitesi aşağıdaki bildiriyi
yayınladı. Bildiri aynen şöyle:
“Aziz Türk Milleti,
Yassıada duruşmalarının neticelerinin açıklanacağı şu
günlerde vatandaş vicdanını bulandıracak ve Milli Birlik Komitesi’nin kanuni
otoritesini zedeleyecek mahiyette bazı şâyiaların tereddütsüzce yapılmakta
olduğu maalesef müşahade edilmektedir. Büyük Türk Milleti şuna emin olmalıdır
ki, Milli Birlik Komitesi 27 Mayıs ruhuna uygun yapmış olduğu yeminin altında
kanunlarla sınırlanan yetkilerini vicdani kanaatlerinden başka hiçbir tesire
kapılmaksızın memleketin yüksek menfaatlerine en uygun olarak kullanacaktır.
Her zaman milletin huzuru için çalışan Milli Birlik Komitesi bu açıklamayı bir
vazife bilmektedir.”
Milli Birlik Komitesi’nin bu bildiriyi yayınlamasından bir
gün sonra Ulus Gazetesi’nde yer alan “MBK 12 idamı müebbete çevirdi” başlıklı
haberde, “Yüksek Adalet Divanınca ölüme mahkum edilen sanıklardan sakıt
Reisicumhur Celâl Bayar, sakıt Başbakan Adnan Menderes, sakıt Dışişleri Bakanı
Fatin Rüştü Zorlu ve sakıt Maliye Bakanı Hasan Polatkan’ ın ölüm cezaları 15
Eylül 1961 tarih ve 75 numaralı karar ile tasdik edilmiştir. Ancak, sakıt
Reisicumhur Celâl Bayar’ın 65 yaşını bitirmiş olması dolayısıyla cezası müebbet
hapse tahvil edilmiştir. Ölüm cezalarına mahkum edilen Refik Koraltan, Agâh
Erozan, Ebrahim Kirazoğlu, Ahmet Hamdi Sancar, Nusret Kirişçioğlu, Bahadır
Dülger, Emin Kalafat, Baha Akşit, Osman Kavrakoğlu, Zeki Erataman ve Rüştü
Erdelhun’ un cezaları da, 15 Eylül 1961 tarih ve 75 sayılı kararla müebbet
hapse çevrilmiştir. Yalnız cezaları tasdik edilenlerin, cezaları oy birliği ile
verilmiştir. (Ulus Gazetesi, 16 Eylül 1961)
16.Eylül.1961
Fatin Rüştü ZORLU ve Hasan POLATKAN alçakça asılarak şehid
edildi. Menderes intihara teşebbüs etti. Tedaviye alındı.
17.Eylül.1961
Başvekil ADNAN MENDERES hunharca ve haksızca asılarak
şehit edildi. İnfazlardan sonra AP çok sıkıntılı günler yaşamaya başladı.
O güne kadar AP dışındaki partiler bu konu ile gerekli
şekilde ilgilenmedikleri halde, Menderes ve arkadaşlarının idamı AP’ yi
karıştırmıştı. Muhalif basın “AP karıştı, istifalar var” diye adeta bayram
yapıyordu. Yerlerinden kopup gelen vatandaşlar ve teşkilât mensupları, bu
konuda gereken her şeyin yapılmadığı gerekçesiyle, Genel Başkan Ragıp
Gümüşpala’ yı ağır bir şekilde eleştiriyorlardı. Aslında, idamlar konusunda tek
başına rahmetli Gümüşpala’ yı suçlamanın anlaşılır bir yanı yoktu.
24.Eylül.1961
“DÜŞÜK” ve “KUYRUK” ; 27 Mayıs 1960 darbesi sonrasında, “düşük”
ve “kuyruk” kavramları bir hakaret, aşağılama ve dışlama ifadesi olarak siyasi
literatürümüze sokulmaya çalışılmıştı. DP’ liler ve yakınları bu sıfatlarla
anılmış ve adeta yaşama hakkı tanınmaması gereken insanlar olarak görülmüştü.
Siyasette bu üslûbu benimseyen ve benimsetmek için var gücüyle çaba sarf eden
insanların, daha sonra demokratlığı ve insan hakları savunuculuğunu kimseye
bırakmamaları manidardı. O tarihlerde bu gruplarda yer alan Bülent Ecevit, Ulus
Gazetesinde çeşitli makaleler yazmış ve “düşük” ve “kuyruk” konusunu sürekli
işlemiştir. (Milliyet Gazetesi, 24.Eylül.1961)
02.Ekim.1961
Hükümet sağ partileri baskı ve takip altına almaya başladı.
Ankara ve Kayseri’de 12 AP’ li gözaltına alındı. AP Genel Başkan Yardımcısının
radyo konuşması incelemeye alındı. Gürsel, “Osman Bölükbaşı radyoyu suistimal
etmiştir” dedi. İstanbul’da 3 AP’ li daha tutuklandı. Zeytinoğlu,
Gümüşpala’ dan zabıt ve vesikalar talep etti.
15.Ekim.1961
SEÇİMLER,
Senato : AP, 70 – CHP, 36 – CKMP,
16
Milletvekilliği : CHP, 173 – AP, 158 – YTP, 65 –
CKMP, 54
Bazı (sol) tarihçilere göre; Askeri “ara dönem” sona erdi
!?...
17.Ekim.1961
CHP ve MBK’ nın yayın organı Ulus Gazetesi’nde bir yazı ve görüşler :
“Eşit şartlar altında serbest ve dürüst bir seçimle iş
başına geldikten sonra siyasi hareketleri bertaraf etme ve iktidarı her ne
pahasına olursa olsun devam ettirme gayretine kapılan (DP) Liderlerinin elinde
muhalefet yıllarında millete vadettiği hürriyet anlayışından ve demokratik nizamdan
zamanla adım adım uzaklaşmış, demokratik nizamın teminatını sağlayan basın,
üniversite, adalet cihazı ve amme müesseseleri üzerinde ağır baskılara
girişmiş, din duygularını siyasi maksatlarla istismar etmiş, medeni varlığın
zaruri temeli olan devrimleri ret ve inkâra yol açmış, partizan tutumu ile
vatandaşlar arasında husumet ve nifak yaratan zulmü ve ayrıca sözde cepheler
kurmaktan çekinmemiş, bilhassa; 1955’den sonra plânsız, israfçı, enflâsyoncu
tutumu ve çeşitli su istimalleriyle memleketin iktisadi ve mali itibarının
sarsılmasına de sebep olmuş, milli varlığımız şerefli orduyu siyasi emel ve
maksatlara vasıta etmeye kalkışmış, gerek mevzuat ve gerekse tatbikat olarak
umumi ve mahalli seçimlerde milli iradenin eşitlik, serbestlik ve emniyet
içinde belirlenmesine gittikçe artan bir şekilde engel olmuş, devlet mallarını
ve devlet radyosunu parti hizmetlerinde kullanma yolunu tutmuş, sonunda meclis
murakabesini dahi işlemez hale getirmiş ve nihayet demokrasinin vazgeçilmez
unsurunu teşkil eden muhalefeti açıkça inkâra giden ve demokratik nizama uyma
vasıtası olan serbest seçim ümidinin tamamen kaybına (Seçimlere daha bir yıl
var iken, böyle bir peşin hükme nasıl varılabiliyordu ?) kadar varan tutum ve
davranışları ile gayri meşru bir zulüm ve baskı idaresi haline gelmiş olan bir
iktidara karşı Türk milletinin vicdanının yükselen emre uyarak, milletin
direnme hakkını kullanan Türk Silâhlı Kuvvetlerinin hiçbir zümre veya siyasi
teşekkül lehine olmaksızın (Yalan. Öyle ise, DP dışındaki diğer partiler ve CHP
niçin siyasetten men edilmedi. Başkan ve Milletvekilleri neden Yassı adaya
tıkılıp sorgulanmadı ?) gerçekleştirmiş bulunduğu 27 Mayıs ihtilâlinin siyasi
maksatlarla her ne surette olursa olsun istismarına müsaade edemeyeceğimizi
kesin olarak beyan ve bu itibarla yıktığı ve milli vicdanın mahkum ettiği
Demokrat Partiyi ve O’nu temsile ve devam ettirmeye teşebbüs mahiyetindeki her
türlü davranışı şiddetle reddederiz.”
Dönem itibarıyla; CHP’nin yayın organı ULUS Gazetesi ile
İsmet İnönü’nün damadı Metin Toker tarafından yayınlanan AKİS Dergisinin,
MBK’nin her karar ve icraatına canla başla sahip çıkıp, tıpkı “sahibinin sesi”
gibi yayınladıkları ve tam bir tahrik ve tahkir makyajı içinde sundukları
görülür. Nitekim, fazla değil sadece 21 yıl sonra 1961 Anayasası tamamen rafa
kaldırılmış ve 27 Mayıs tasarruflarının ve idamların ülke için hiçbir olumlu
sonuç vermediği açıkça ortaya çıkmış ve iyice anlaşılmıştır.
18.Ekim.1961
Cemal GÜRSEL, Cumhurbaşkanlığı için aday olacağını açıkladı
ve “memleketi bu halde ve bu şartlar altında bırakmam doğru olmaz” dedi.
20.Ekim.1961
Cemal Gürsel, bütün siyasi parti yetkililerini Çankaya’da
toplayarak, hükümetin kuruluş şekli ve Meclisin açılabilmesi için şartlarını
ortaya sürdü. O şartların başında şular yer alıyordu :
1. Cumhurbaşkanlığına Cemal Gürsel’in Seçilmesi,
2. CHP ile AP’ nin koalisyon Hükümeti Kurması,
3. Demokrat Partililerin Affının İstenmemesi,
4. Eminsu’ ların Orduya Dönmesi,
5. 147’lerin Üniversiteye Dönmesi.
6. Milli Birlik Komitesi Üyelerinin kaydıhayat şartıyla
tabii Senatör olmaları.Zamanı idarelerinde uygulamalar hakkında kesinlikle
yargıya baş vurulmaması.
7. Milli Güvenlik Kurulunun kurulması ve Genel Kurmay
Başkanlığının tekrar Cumhurbaşkanlığına bağlanması. Bu şartlar, ister istemez
bütün parti liderleri tarafından kabul edildi.
21.Ekim.1961
Cuntacılar “21 Ekim Protokolünü” imzaladılar. / Askeri Cunta
(Türk Silâhlı Kuvvetler Birliği) bu gün saat: 14.30’da toplanmış, Milli
Birlik Komitesi tarafından oluşturulan Kurucu Meclis’ in yapmış olduğu ve halk
oylamasından geçmiş, Resmi Gazete de yayımlanmış Anayasa’ ya ve Seçim
Kanunlarına dayanarak kendi hükümetinin zamanı ve idaresinde yapılmış bir seçime
rağmen, duruma müdahale etmek için aşağıdaki, usul, şekil ve surette kararlar
almışlardır.
21.EKİM.1961 PROTOKOLÜ / HARP AKADEMİSİ ZABIT
VARAKASI :
1. Türk Silâhlı Kuvvetleri mensupları “aşağıda açık
imzaları bulunan” komutanlar ile 21 Ekim 1961 günü toplanmışlar ve
gündemlerinde mevcut olan konuları müşterek müzakere etmişler ve ittifakla
aşağıdaki kararı almışlardır. Buna göre;
a) TSK 15 Ekim 1961 günü yapılmış olan seçimden sonra
gelecek Yeni TBMM toplanmadan evvel fiilen duruma müdahale edecektir.
b) İhtilâli milletin hakiki ve ehliyetli
mümessillerine tevdi edecektir.
c) Bütün siyasi partiler faaliyetten men edilecek, seçim
neticeleri ile Milli Birlik Komitesi fesh edilecektir.
d) Bu kararın tatbiki 25 Ekim 1961’ den
sonraki bir güne tehir edilmeyecektir.
2. İş bu zabıt varakası üç nüsha olarak tanzim edilmiş
ve bütün üyeler tarafından imza edilmiştir. 21.Ekim.1961, Saat: 18.00
GENERALLER:
Korgeneral Refik Tulga, Tümgeneral Fikret Esen, Tümgeneral Rafet Ülgenalp,
Tümamiral Bahattin Özülker, Tuğgeneral Faruk Gürler, Tümamiral Celâl Eyiceoğlu,
Tuğgeneral Yusuf Alpansu, Tuğgeneral Faruk Güventürk, Tuğamiral Kemal Kayacan,
Tuğgeneral Muhsin Batur, Tuğamiral İsmail Aktulga,
ALBAYLAR: Behçet
Özdemir, Doğan Özgöçmen, Suat Aktulga, Namık Kemal Ersun, Burhan Hüroğlu, Halim
Kural, Recai Baturalp, Mehmet Bora, Emin Aytekin, Vecihi Akın, Ferit Erdoğan,
Necati İşcan, Turan Çağlar, Fikret Köknar, Rıfat Eranulu, Cemal Baykan, Cemal
Öcal, Bülent Tarkan, Zarif Çetindağ, Celal Ugan, Bedrettin Demirel, Vahit
Gürkan, Şerafettin Olcay, Emin Alpkaya, Ahmet Germez, Necati Ogan, Tâlat
Aydemir, Talât Turan. Not: Bu protokol Korgeneral Cemal Tural dahil 38 General
ve Subay tarafından imza edilmiştir.
23.Ekim.1961
Gürsel parti liderleri ile MBK’ da hükümetle görüştü. Kuvvet
komutanları de bir toplantı yaptılar.
24.Ekim.1961
Parti Başkanları, komutanlar önünde bir protokol imzalamak
suretiyle, ileri sürülen ve ortaya konulan bütün şartlara uyacaklarını kabul ve
taahhüt etti.
25.
Ekim.1961
Yeni, iki kademeli Meclis açıldı. İsmet İNÖNÜ Başkanlığında
ilk toplantısını yaptı. 9. turda TBMM Başkanlığına CHP Rize Milletvekili Fuat
SİRMEN 227 oyla; Cumhuriyet Senatosu Başkanlığına ise, 28.10.1961 günü Kayseri
Bağımsız Senatörü Suat Hayri ÜRGÜPLÜ seçildi.(20.Ekim.1961 tarihli ve Cemal
Gürsel’ in parti liderlerine imzalattırdığı protokol basına açıklandı.)
25.Ekim.1961
20 EKİM PROTOKOLÜ
: Askeri müdahaleden vazgeçilip siyasi parti başkanlarına zorla bir protokol
imzalatıldı. Buna göre, Cemal Gürsel Cumhurbaşkanlığı için tek aday olacak, DP’
lilerin affı asla gündeme getirilmeyecek ve 27 Mayıs kesinlikle
eleştirilmeyecek.
26.Ekim.1961
Cemal GÜRSEL 607 oyun 434’ünü alarak (7.) Cumhurbaşkanı
seçildi. (Adalet Partisi adayı Ali Fuat BAŞGİL istifa ettirilmiştir. )
20.Kasım.1961
VIII. (1.) İNÖNÜ HÜKÜMETİ ( 20.Kasım.1961 – 25.Haziran.1962
) Koalisyon
20.Kasım.1961
Hükümet kuruldu. CHP-AP koalisyonu. İnönü 77 yaşında
Başbakan.
Ana hatları ile hükümet protokolü:
1. 27 Mayıs devrimini siyasi çıkarlara alet etmemek,
2. Atatürk reformlarını korumak,
3. İslâmiyeti siyasi amaçlara alet etmemek,
4. Yassıada mahkemelerinde alınan kararları
eleştirmemek ve parti çıkarları için kullanmamak,
5. Ülkede bölücülük yaratacak politikalar yapmamak,
6. Aşırı sola, kominizme ve aşırı sağa, ırkçılığa, her
türlü totaliter sisteme ve ayrıcalığa karşı çıkmak,
7. Dış Siyaset konularında birlik,
8. Af meselesi üzerinde durmamak., Bunlardan bir kısmı
AP açısından kendini inkâr anlamını taşıyordu.
İNÖNÜ; “Eğer bu
koalisyonu yapmasaydık, yani yani yalnız başına CHP iktidarda olsaydı
vatandaşlar arasında husumet çok artardı. Lâkin birinci koalisyon sayesinde,
vatandaşlar arasındaki düşmanlık evvelâ sureta (görünüşte) fakat kısa bir zaman
sonra, esaslı surette azalmıştır. Şimdi dikkat edin, bütün partiler, bizimle
ayrı koalisyon yapmayı istemektedirler. Yeni yapılacak koalisyonda da hususi
maksatlar güdülür, gene aldatılmamız hali devam ederse bille zararı yok...
göstereceğimiz iyi niyetle memleketi selâmete çıkarırız. Ne kadar muvaffak
olursak o kadar kazançtır.” (Giritlioğlu, Türk Siyasi Tarihinde Cumhuriyet
Halk Partisinin Mevkii, İkinci Cilt, s. 322)
30.Kasım.1961
19 aylık bir süreden sonra Ankara ve İstanbul’da sıkıyönetim
kaldırıldı.
31.Aralık.1961
İstanbul’da 10.000 işçi bir gösteri yürüyüşü yaptı. Toplu İş
Sözleşmesi ve grev hakkı istendi. Açlık, yokluk ve pahalılık protesto edildi.
09.Şubat.1961
“9 Şubat Protokolü” Bu gün, İstanbul’da, Jandarma Tugayında
İstanbul Valisi General Refik Tulga Başkanlığı altında “Türk Silâhlı Kuvvetler
Birliği” tarafından bir toplantı yapıldı. Toplantıya Ankara grubu adına Dündar
Seyhan katıldı. Hazır olan 54 general ve yüksek rütbeli subay müştereken bir
karar alarak hep birlikte altını imzaladılar. Alınan kararlar:
1. Türk Silâhlı Kuvvetler Birliği, hiyerarşik nizama uygun
olarak, iktidara el koyacaktır.
2. Harekât için Hava Kuvvetlerinin muvafakatının alınması
şarttır.
3. Harekât, 28 Şubat’a kadar olan müddet içinde icra
edilecektir.
İki nüsha olarak hazırlanan ve her iki nüshası da hazır
bulunan 54 subay tarafından imzalanan bu vesika “9 Şubat Protokolü” olarak
anılacaktır.
10.Şubat.1962 AP Grubunda ilk defa DP’lilerin
Af Konusu gündeme geldi.
18.Şubat.1961
9 Şubatçılar bölündü. Genel Kurmay Başkanı Cevdet Sunay ile
Hava Kuvvetleri Komutanı General İrfan Tansel darbeye rıza göstermediler.
Albaylar cuntası lideri Talât Aydemir ise; “Kendisine tarihin, ağır ve sorumlu
bir vazife yüklemiş olduğuna inanıyor ve Türkiye’yi ancak kendisinin
kurtarabileceği fikrini değişmez bir şekilde benimsemiş bulunuyordu” bu inanç
ve psikoloji ile faaliyetini sürdürdü.
22.Şubat.1962
Talat AYDEMİR başarısız bir ihtilal girişiminde bulundu. 24
Şubat günü Talat AYDEMİR ve 73 arkadaşı emekliye sevk edildi. Hükümet
tarafından 22 Şubatçılar hakkında soruşturma yapılmaması teminatı verildi. (10
Mayıs 1962 tarih ve 50 sayılı kanun) “Asker kişiler tarafından 22-23 Şubat 1962
olayları dolayısı ile veya daha evvel bu olaylara esas teşkil edebilecek mahiyette
işlenen fiil ve hareketler için ceza kovuşturması yapılmaması hakkında kanun”
Bu kanun İnönü’nün talimat ve baskısı sonucu kabul edildi. (Böylece, önemli
mevkilerdeki bazı kişilerin adının karışabileceği ve birçok politik soruna yol
açabilecek uzun bir yargılama sürecine ve ‘çok önemli skandallara’ engel
olundu; Toker, Demokrasimizin İsmet Paşalı Yılları, 1961-1965
s.102) Aynı sürede tartışılmaya başlanan DP’ lilerin affına İnönü karşı
çıktı. AP’ de huzursuzluk başladı. Ayrıca, 22 Nisan 1962’de İnönü
önderliğinde Meclisten bir af yasası çıkartılarak, Aydemir ve subay
arkadaşlarının tekrar orduya dönmeleri sağlandı. (Age.,)
03.Mart.1962
Tedbir Kanunu TBMM’de kabul edilerek Cumhuriyet Senatosuna
sevk edildi.
05.Mart.1962
Tedbirler Kanunu Cumhuriyet Senatosunda kabul edilerek, onay
için gönderildi.
07.Mart.1962
AP içerisinde, DP’lilere af ve Talât Aydemir ve
arkadaşlarına sağlanan avantajlar konusunda huzursuzluk ve anlaşmazlık had
safhaya ulaştı. Grup “ılımlı” ve “hışımlılar” ile “müfrit” ve “mutediller”
olarak bölündü. Sonuçta; Kurucu Merkez İdare Kurulu üyesi Mehmet Yorgancıoğlu,
Tahsin Demiray, Ahmet Gürkan, Mehmet Turgut, Gökhan Evliyaoğlu ve Mehmet Ali
Aytaş paşa AP’ den ihraç edildi. Gerilim iyice tırmanmaya başladı.
01.Haziran.1962
38 Sayılı “Anayasa Nizamını, Milli Güvenlik ve Huzuru Bozan
Bazı Fiiller Hakkında Kanun” halk tarafından bilinen adıyla; Tedbirler Kanunu
çıkartılarak; Demokrat Parti lehine her türlü yazı, söz, eylem ve beyanat
yasaklandı. Aksine hareket edenlere bir yıla kadar hapis cezası getirildi. DP
aleyhine her şey serbest ?! Önerge ve yasalaşan metnin altında AP’ nin imzası
var. Kanun 27 Mayıs olayının sisler içinde bırakılmasının başta gelen
sebebidir. Böylece, DP hakkında olumlu konuşmayı yasaklayan bu kanun,
kaldırılmasından sonra bile Demokrat Partiden bahsetmek isteyenleri dahi suskun
bırakmıştır. Bu suskunluğa karşılık, 27 Mayıs yandaşı basında ise mesnetsiz,
asılsız iddialar günümüze kadar devam ede gelmektedir.
01.Haziran.1962
Tedbirler Kanunu nedeniyle yaşana gerginlik koalisyonun
dağılmasına neden oldu. Parti grupları arasında yapılan barış ve hükümeti
sürdürme çabaları sonuç vermeyince, 20.Kasım.1961 de “zoraki” olarak kurdurulan
AP-CHP koalisyon hükümeti istifa etmek zorunda kaldı. İstifa Cumhurbaşkanında
bekletiliyor. Aynı gün Cemal Gürsel; “29 Ekim 1962 tarihine kadar af
çıkacaktır” açıklamasını yaptı. Bu açıklama üzerine İnönü Gürsel’e karşı tavır
aldı. Hemen ertesi gün vaki olan görüşmede Gürsel, İnönü’ye; “Silâhla Anayasa’yı
ihlâl edeni af ediyorsunuz. Parmakla Anayasa’yı ihlâl edeni af
etmiyorsunuz.” Deyince İnönü cevaben; “Ordu zorla politikaya girmiştir.
Fakat çıkmaktadır. Bu af kanunundan ziyade tedbirdir. Fakat, bundan sonra
ceza veririz.” Gürsel, DP’lilerin affı meselesinde ısrarlıydı. İnönü’ye;
“Meclis tatilinden önce af çıksın.” Dedi. Bundan sonra aralarında şu konuşmalar
geçti:
İnönü: Taahhüt edemem. 1962 yılı içinde bu işi yapmaya
çalışacağım.
Gürsel: Neden sakınıyorsun?
İnönü: Hiçbir şeyden çekinmiyorum.
Gürsel: Neden bekliyorsun?
İnönü: Birçok tedbirler aldım. Onların neticesini beklemek
zorundayım.
Gürsel: Şu halde tedbirlerine güvenmiyorsun.
İnönü: Siyasi alandaki tedbirler riyaziyedeki gibi, iki kere
iki dört eder mahiyetinde olamaz.
Meselâ iyi muamele edersin, adam uslanır. İyi muamele
edersin adam azıtır. Onun için tedbirlerimin sonunu müşahade etmek
zorundayım. (M. Hekimoğlu, 27 Mayıs’ın Romanı, 1975 s.26 / Giritlioğlu,
Türk Siyasi Tarihinde CHP’nin Mevkii, İkinci Cilt, s. 297-298)
06.Haziran.1962
AP Genel İdare Kurulu yenilendi. Ilımlılar tarafından Genel
Başkana bir muhtıra verilerek, “yürütülen yanlış politikalar eleştirildi”
Muhtıra 15 Senatör ve 49 Milletvekili tarafından imzalandı. AP’ de bölünme
bekleniyor.
13.Haziran.1962
İnönü; 27 Mayıs’ın “BAYRAM” olarak kutlanmasına ilişkin
olarak TBMM’ne bir kanun teklifi verdi. Tasarı,Genel Kurula 3.Nisan.1963
tarihinde geldi ve kabul edildi. 9.Nisan.1963 günü de Cumhuriyet senatosunda
onaylanarak yürürlüğe girdi.
24.Haziran.1962
İnönü, Af Kanunu tartışmaları’nın hükümeti çalışamaz hale
getirdiği gerekçesiyle istifa etti
25.Haziran.1962
IV. (2.) İNÖNÜ
HÜKÜMETİ ( 25.Haziran.1962 – 25.Aralık.1963 ) Koalisyon,
Koalisyon ortakları :
CHP – YTP ve CKMP ile Bağımsızlar.
24.Eylül.1962
CHP Sözcüsü Avni DOĞAN : “İhtilâli biz yapmadık. Ama, biz
hazırladık. Bu sebeple, milletin, ihtilali CHP’ye atfetmesinde biraz da hakkı
vardır.” ULUS Gazetesi / 24.09.1962
02.Ekim.1962
Demokrat Partilileri affetme girişimleri nedeniyle, AP’ ye
karşı protesto gösterileri ve nümayişler başladı ve Genel Merkez saldırıya
uğradı. Emniyet kuvvetleri saldırıya karşı ilgisiz kaldı. Milletvekili ve
Senatörler tarafından “saldırı olayı” şiddetle kınandı.
12.Ekim.1962
72 Sayılı Kanunla, (siyasi hakların iadesi hariç olmak
üzere) Demokrat Partililere “Kısmi Af” çıkartılarak, ceza evlerinden tahliye
edilip evlerine dönmeleri sağlandı.
18.Ekim.1962
Kısmi Af. Demokrat Parti Milletvekillerinin çoğu Kayseri’de
tahliye oldu.
30.Kasım.1962
AP, Birinci Büyük Kongresi toplandı. Ragıp Gümüşpala Genel
Başkan, Süleyman Demirel Genel Başkan Yardımcısı ve Seçim İşleri Başkanı. Dr.
Sadettin Bilgiç Propoganda Başkanı. Kongrede “Milli Hakimiyet Yemini” yapıldı.
Ayrıca kongrede “Demirel’in” masonluk konusu gündeme getirildi. Demirel’in
Masonluk belgesi ilk defa bu kongrede delegelere dağıtıldı.
11 Aralık
1962
Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği Kuruldu.
17.Aralık.1962
CHP kaynıyor. Muhaliflere hitaben İnönü : “Arkadaşlarım,
size hürmetim bakidir, aranızda en son arkadaşınız olarak ömrümün sonuna kadar
çalışmakla şeref duyarım. Amma emanetinizi bu kayıtlar altında taşımam” derim..
“Kabul ederseniz beraber çalışırız. Kabul etmezseniz, geçerim aranıza otururum.
Yeni genel başkanı seçeriz.” (İnönü, İhtilâlden Sonra İsmet İnönü,
1960-1961, s.77-78)
20.Şubat.1963
İnönü; Siyasi af konusunda konuştu : “Siyasi affın
görüşülmesine mani olan başlıca unsur; Siyasi affın başlıca bir konu olarak
istismar edilmesi, tahrik vasıtası yapılmasıdır.” (İİ TBMM Konuşmaları, s.
110) Aynı konuşmasında devamla, “Tahrikler devam ettiği müddetçe bu
meseleyi görüşmeyeceğiz. Ben, memleketin muhtaç olduğu meseleleri ve dertleri
lâyık olduğu ölçüden daha geniş müsamaha ile, daha çok iyilik getirecek
ölçüleri tercih ederek, tatbik etmek istidadında olan bir insanım Hiçbir zaman
Meclisin ve mebusların teşebbüsü ile, partilerin teşebbüsü ile bir siyasi hat
tayin edilecek ve aklımızın ermediği, onun mesuliyetini almak için kendimizde
hak ve takat görmediğimiz zaman o mesuliyeti bize yüklemeye hiçbir kuvvet kâfi
gelmez.” (Age., / Kemal H. Karpat, Social Groups and the Political System
after, 1960, Social Change and Politics Turkey. A. Structural –historical
Analysis, KP ve diğerleri 1973, s.257-258)
18.Mart.1963
3. Cumhurbaşkanı ve Demokrat Parti kurucu Genel Başkanı
Celâl BAYAR, Cumhurbaşkanı tarafından affedildi. 23.Mart.1963 günü Kayseri ceza
evinden çıktı. Bir AP heyeti tarafından törenle karşılandı. Bayar, Ankara’ya
geniş güvenlik tedbirleri altında geldi. Olaylar çıktı. AP Genel Merkezi
saldırıya uğradı.
22.Mart.1963
3. Cumhurbaşkanı ve DP Kurucu Genel Başkanı Celâl Bayar
sağlık nedeni ile tahliye olarak Ankara’ya gitti. Nümayişçiler AP genel merkezine
tekrar saldırdılar.
02.Nisan.1963
DR. SADETTİN BİLGİÇ’İN EVİNDE YAŞANANLAR ve Süleyman Demirel.
AP genel merkezine vaki sürekli saldırılar, artan gerilim ve
yükselen tansiyon AP teşkilâtı ve üst yönetiminde moral bozukluğuna yol açıyor
ve gerginlik-yılgınlık yaratıyordu. İşte, böyle olaylı ve sıkıntılı geçen
01.Nisan.1963 gününden sonra 02.Nisan.1963 günü sabaha karşı saat 5.00’de Dr.
Sadettin Bilgiç, Süleyman Demirel ve Dr. Faruk Sükan, Sadettin Bilgiç’in evine
gelirler. Kapıyı, sabah namazına kalkmış olan Sadettin Bilgiç’in babası açar.
Demirel, kapıdan girer girmez, hiçbir yerde konuşulmadı halde; “-Amca bi
partiyi kapatmaya karar verdik. Elli sene daha bu memlekette demokrasi olmaz”
der. Baba önce gelenleri içeri davet eder ve “Buyrun siz yorgunsunuz. Birer
kahve için de konuşalım” diye cevap verir. İçeri girerler. Kahveler gelir.
Baba, Süleyman Demirel’e aynen şöyle konuşur : “Partiyi siz mi kurdunuz
ki kapatacaksınız ? Partiyi kurucular kurmaz. Millet benimserse parti kurulmuş
olur. Gelişir. Parti Büyük Kongresini yapmıştır. Kapattım demekle kapanmaz”
dedi ve devamla; “İhtilâli yapan adam Cumhurbaşkanı, yaptıran adam Başbakan
olacak. Siz de, sözüm ona iktidara namzet partinin yetkilileri olacaksınız.
Bunu çelik çomak oynamak mı zannettiniz ! Bunların hepsi olacak ve olacakları
da haddi azamisi olmuştur. Bundan sonra bir şey olmaz. Birer duş aldıktan sonra
gidin işinize.” Hiç kimseden bir cevap gelmeyince de sözlerini şu cümle ile
noktalar: “Sadettin vazifeye devam etmezse bu evde oturamaz. Ev benim derse,
ben bu evde oturamam.” Yine kimseden ses çıkmaz ve herkes kendi evine gider.
Ancak, aynı gün toplanması gereken Temsilciler Meclisine Demirel; “Bu
memlekette elli yıl daha demokrasi olmaz” biçiminde haber gönderir ve
toplantıya katılmaz (!?)
Aynı gün toplantıda Demirel müstafi sayılarak yeni görev
taksimi cihetine gidilir.
09.Nisan.1963
27 MAYIS BAYRAM İLAN EDİLDİ. (CHP’nin teklifi ile..) Kanun
No: 2379
NOT: 27 Mayıs bayramı, 12 Eylül 1980’den sonra, Milli
Güvenlik Konseyi Üyesi Orgeneral Sedat CELÂSUN’ un teklifi doğrultusunda; 17
Mart 1981 tarih ve 44 sayılı oturumda görüşülerek ret ve iptal edilerek
kaldırıldı. Sonradan; (12 Eylül 1990 tarihli Hürriyet) Milli Güvenlik Konseyi
Başkanı Sayın Kenan EVREN, Celâlettin ÇETİN ile yaptığı mülâkatta şöyle diyor:
“Bir bayram yapıldığı zaman milletçe kutlanmalıdır. Örneğin Cumhuriyet Bayramı
diyoruz, milletçe kutluyoruz, Otuz Ağustos diyoruz, gene hepimiz can ve
gönülden kutluyoruz. Ama, 27 Mayıs’ı kutlayamaz olduk, yalandan kutlar gibi
görünüyorduk..”
21.Mayıs.1963
Talat Aydemir, Fethi Gürcan, Alpaslan Türkeş ve
arkadaşlarının 2.ihtilal teşebbüsü. Aygemir’ e bağlı birlikler Ankara’nın
merkezi yerlerini tuttu. Radyoevini ele geçirerek İlhan Baş tarafından devrim
bildirileri okutuldu. Gece yarısından itibaren Hükümet birlikleri harekete
geçerek sabaha karşı duruma hakim oldu. Teşebbüs bastırıldı. İhtilâlciler
tutuklanarak Mamak Muhabere Okulundaki sıkıyönetim mahkemesi tarafından
yargılandılar. Aydemir ve Gürcan hakkında verilen idam cezası infaz edildi.
Türkeş ve arkadaşları beraat ederek tahliye oldular.
İNÖNÜ; Bugün yapılan (ikinci) başarısız darbe girişiminin
ardından ise, İnönü derin üzüntüsünü şu sözlerle dile getiriyordu : “Şerefsiz
sergüzeştçiler (maceraperestler) yüzünden bu topraklarda medeni ve demokratik
nizamın davacısı olanların yüreklerinde açılan yara büyüktür.”
21.Mayıs.1963 Celâl
BAYAR tekrar Kayseri Cezaevine gönderildi.
12.Eylül.1963 Türkiye,
o zamanki adıyla Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET) ile işbirliği anlaşması /
protokolü imzaladı. (Ankara Anlaşması)
17.Kasım.1963
Askeri darbeden sivil
idareye geçtikten sonra yapılan ilk “Mahalli Seçimler”
AP, % 45.36 – CHP, %
36.21 – CKMP, % 2.98 – YTP, % 6.54 – MP, % 3.18 – TİP, % 0.36 –
Bağımsızlar, % 5.40 ( 1961’e göre; AP (+1) 0.56 –
CHP (-) 0.49 – CKMP, (-) 11.02 ) CHP+Bağımsızlar
02.Ocak.1964
Milli Gelir: fert başına 200 Dolar, “AP Meclis Grup Başkan
Vekillerinden Balıkesir Millet vekili Cihat Bigehan’ın konuşmasından”
02.Ocak.1964
İnönü; (Mecliste Kıbrıs’la ilgili olarak yaptığı konuşma)
“Büyük Meclise arz edeyim ki, ben bu toplantıya gelmeden önce, bütün parti
liderlerini topladım. Kıbrıs meselesi hakkında cereyan eden hadiseleri, takip
ettiğimiz politika ve istikbal için ihtimalleri hûlusla ve tafsilâtıyla arz
ettim. Umumi efkâr önünde sorumlu bir adamın ve sorumlu parti liderlerinin
açıkça münakaşa edemiyecekleri her konuyu görüştük. (İİ,
TBMM Konuşmalar, 1961-1973, s. 182)
04.Mart.1964
KIBRIS Davası Kaybedildi. Başbakan İsmet İNÖNÜ’ nün azınlık
CHP Hükümeti; Garanti antlaşmasından doğan hakkını kullanmadığı ve (dolayısı
ile) askeri müdahale görevini yerine getirmediği için, Birleşmiş Milletler
Barış Gücünden medet ummuş ve 4 Mart 1964 tarihinde katil Papaz Makarios’ un
Hükümetinin “Meşru Hükümet” olduğunu kabul ve tescil etmiştir. Çoğu zaman
unutulan bu önemli gerçek, Türk ve Kuzey Kıbrıs kamuoyunun dikkatine önemle arz
olunur.
04.Haziran.1964 AP
Genel Başkanı Ragıp Gümüşpala (Paşa) İstanbul’da vefat etti.
07.Haziran.1964
Cumhuriyet Senatosu
Kısmi Yenileme Seçimleri yapıldı.
SONUÇ: AP, % 50.30 –
CHP, % 40.80 – CKMP, % 3.00 – YTP, % 3.50 Bağımsızlar: % 2.30.., 51
Senatörlükten 31’ini AP., 19’unu CHP kazandı, 1’ini bağımsız aldı.
12.Haziran.1964
AP temsilciler meclisi toplandı. Genel Başkan Vekilliği
Süleyman Demirel’e teklif edildi. Kabul etmeyince Dr. Sadettin Bilgiç Genel
Başkan Vekili seçildi.
18.Haziran.1964
AP Genel Merkezine; Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel tarafından
4-193 sayılı bir mektup gönderilerek; “Hükümet aleyhine vaki davranışların
önlenmesi ve ülkeyi yeni bir buhrana sürüklemekten şiddetle kaçınılması ve bu
meyanda gerekli parti içi önlemlerin alınması” talep olundu.
27 Haziran 1964 Fethi GÜRCAN idam edildi.
05 Temmuz 1964 Talat AYDEMİR idam edildi.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)